2012 ve 2014 yılları arasında Fenerbahçe formasını giyen ABD’li oyun kurucu Lester “Bo” McCalebb, basketbol kariyerini, İstanbul’da yaşadığı şanssız dönemi ve gelecek planlarını Salon Tribünü ekibinden Erdi Tiran’a anlattı.
Çeviri için Oğulcan Karakoç’a teşekkür ederiz.
• Sevgili Bo McCalebb, Salon Tribünü ekibi olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Basketbol oynamaya nasıl başladığınızın hikâyesini bize anlatabilir misin?
Merhaba, bana bu fırsatı sunduğunuz için ben de size teşekkür ederim. Babam, ben daha çok küçükken elime basketbol topunu verdi. O da bir oyuncuydu. Beni basketbolla tanıştırdı ve ben de buna sadık kaldım!
• Basketbol oynamaya başladığında bir idolün var mıydı? Nasıl bir oyun stili benimsedin?
İdollerim Allen Iverson ve Dwyane Wade idi. Daha iri olsaydım, stillerimizin benzer olduğunu görebilirdiniz.
• Profesyonel kariyerin 2008-2009 sezonunda Türkiye’de Mersin Spor Kulübü’nde başladı. Bu sezon senin için nasıldı?
Benim için çok iyi bir sezondu! O sezon play off oynadık ve çaylak olarak 17 sayı, 6 asist ortalamasıyla Avrupa’da oynayabileceğimi kanıtladım!
• Mersin’de geçirdiğin sezonun ardından Partizan’a transfer oldun ve Sırp takımında oldukça başarılı bir yıl geçirdin. 2009-2010 sezonunda Partizan ile Maccabi’ye karşı play-off oynadınız ve Final-Four’a yükseldiniz, Paris Bercy’de oynanan Final-Four’da dördüncü oldunuz. Final-Four’da Olympiacos’a kaybettiğiniz maç ve bu sezon hakkında yorumların neler?
Açıkçası, bu kayıp hakkında yorum yapmayacağım. Tüm sezon harikaydık ve gerçekten iyi bir takım bizi yendi, hepsi bu…

• Ayrıca Partizan ile Adriyatik Ligi, Sırbistan Ligi ve Sırbistan Kupası’nda şampiyonluk kazandın. Bu başarılar hakkında neler söylemek istersin?
Herhangi bir turnuvada şampiyonluk kazanmak gurur duyulacak bir şeydir. Partizan’daki o yıl çok özeldi, EuroLeague hariç her şeyi kazandık. Hepinizin Dusan Kecman’ın Cibona maçındaki büyüsünü hatırladığını biliyorum.
• 2010-2011 sezonunda Siena’ya transfer oldun ve orada da Final Four oynama başarısını elde ettin. Play-off aşamasında, Olympiacos karşısında yaptığınız unutulmaz geri dönüş hakkında neler söylemek istersin?
Çılgıncaydı! Aslında o dönem sakatlıktan yeni dönüyordum ve seride çok fazla oynamadım ama o büyük kayıpta (89-41 yenildikleri Olympiacos maçını kastediyor) birkaç dakika oynadım. Acımasızdı, herkes utandı, serinin geri kalanında tepki verdi ve bunu başarmanın bir yolunu bulduk.
• Siena ile İtalya Ligi, İtalya Kupası ve İtalya Süper Kupası şampiyonlukları da dâhil olmak üzere toplam 3 kupa kaldırma başarısına da ulaştın. Bu başarılar hakkında neler söylemek istersin?
Harika oyuncularla oynayabildiğim için çok şanslıydım. Siena zaten Shaun Stonerook, Rimantas Kaukenas, Lavrinovic ve Zisis gibi yıldızlara sahipti, bu adamlar işleri kolaylaştırdı. Ayrıca Simone Pianigiani ve Luca’nın koçluğu altında oynamayı da çok sevdim.
• 2011-12 sezonu EuroLeague play-off aşamasında bir önceki sezon mucizevi bir şekilde geri dönüş yaptığınız Olympiacos’a karşı bu kez elendiniz. O seri hakkında ne hatırlıyorsun?
Kayıplara fazla takılmıyorum, çünkü maç bittiğinde bitmiştir ve o maçın sonucunu değiştiremezsin. Bu yüzden bunun anlamı yok. Onlar sadece önceki sezondan kalan intikamlarını aldılar. Basketbol böyledir.

• 2011 Eurobasket’te Makedonya Milli Takımı ile çok başarılı bir performans sergiledin. Bu süreç hakkında, özellikle bu turnuvadaki Litvanya maçı hakkında bize neler anlatmak istersin?
Sorunsuz bir süreçti. Makedonya, beni Partizan’ın yaptığı gibi karşıladı ve ben de kendimi evimde gibi hissettim. İlk günden itibaren rahattım. Pero Antic bizim liderimizdi, o zamanlar çok liderimiz vardı, hala var ama o bizi inandırdı. Litvanya maçına gelince, Litvanya taraftarlarını suçlayabilirsiniz (gülüyor). Maç sabahı alışveriş merkezine yürüyordum ve birçok Litvanyalı sürekli benimle uğraşıyordu. Takım arkadaşlarımdan birine bu gece ne yaptığımı izlediğimi söylediğimi ve son gülenin ben olduğumu hatırlıyorum.
• 2012-13 sezonunda Fenerbahçe’ye transfer oldun. Fenerbahçe’ye transferin nasıl gerçekleşti?
Siena’daki ikinci yılımın ardından Fenerbahçe beni, iki oyuncuyu ve koçu transfer etti. Benim transfer sürecim de böyle gerçekleşti.
• O sezon Fenerbahçe olarak EuroLeague ve Türkiye Ligi’nde başarısız bir performans sergiledik. Sence bu başarısızlığın temel nedenleri nelerdi?
Birbirimize karşı kimyamız ve güvenimiz yoktu. Sezon ilerledikçe takım ayrıştı ve tükendi.
• Yine aynı sezonda, Fenerbahçe ile Türkiye Kupası’nı kazanma başarısını gösterdin. Bu başarının senin için anlamı neydi?
Çok mutluyduk, çünkü bir önceki yıl hiçbir şey kazanamamıştık, bu yüzden o unvanı kazanmak acımızı biraz olsun hafifletti ve doğru yolda ilerlediğimizi gösterdi.

• 2013-2014 sezonunda Zeljko Obradovic takımımıza katıldı ve EuroLeague’de başarısız bir sezon geçirdik, ilk 8’e kalamadık. Sence EuroLeague’de ne yanlış gitti?
Fenerbahçe’deki o iki kötü yıl tamamen kimyayla ilgiliydi, bunu başka türlü ifade etmenin bir yolu yok.
• O sezonu Türkiye Ligi şampiyonluğuyla tamamladık ve Galatasaray ile oynanan final serisinde iz bırakan bir performans sergiledin. Bu final serisi ve şampiyonluk hakkında bize neler anlatmak istersin?
Seriyi ezeli rakibimize karşı şampiyonlukla ve iyi bir şekilde bitirmeye yardımcı olmayı çok istedik. Genel olarak şaşırmadım ama seride olan her şey beni şaşırttı çünkü Fenerbahçe’ye gelmeden önce, Partizan’da oynarken üç maçlık final serileri oynuyorduk.
• Avrupa basketbolunun en başarılı antrenörlerinden Zeljko Obradovic hakkında yorumların nelerdir, sana ve basketboluna neler kattı?
Obradovic eşsiz bir adam, harika bir koç ve bu özelliklerinin hepsinden daha da iyi bir insan. Bana her zaman oyunu daha fazla düşünmeni söylerdi ama o zamanlar anlamazdım. Onu şimdi anlıyorum.

• Fenerbahçe’de saha içinde veya dışında yaşadığın unutulmaz bir an var mı?
Galatasaray derbileri çılgıncaydı. Açık konuşmak gerekirse Fenerbahçe’deki zamanım benim için pek keyifli değildi… Daha doğrusu maalesef istediğim gibi geçmedi. Kendim gibi olmama hiç izin verilmedi. Bu yüzden pek fazla hatıram yok.
• Eğer Bo McCalebb kendi koçu olsaydı, oyununda ne gibi değişiklikler olurdu?
Bence oyunu daha fazla düşünürdüm ve istekli bir şutör olurdum. Atışlar isabet etse de, etmese de…
• Galatasaray, Beşiktaş ve Efes Pilsen maçları Fenerbahçe camiası için her zaman çok önemlidir. Bu maçlara nasıl hazırlanırdın?
Bu tip maçlarda, odaklanmak anahtardır çünkü böylesine maçlarda önemli olan kimin en çok istediğidir. Bu maçlarda kazanan taraf, küçük detaylarla belirlenir.
• Fenerbahçe son 20 yılda büyük bir sıçrama yaparak EuroLeague şampiyonluğuna uzandı ve Avrupa’nın devlerinden biri haline geldi. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsun?
Fenerbahçe her zaman harika oyuncular, koçlar ve taraftarlarla büyük bir kulüp olmuştur. Her zaman Avrupa’nın en iyilerinden biri olmaya yakındılar ve harika koçlar getirdiler. Bence koç Obradovic hep yaptığı şeyi yaptı ve Fenerbahçe’yi bir yarışmacı hâline getirdi. Ardından şu anda harika bir iş yapan Itoudis ve Jasikevicius geldi. Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan itici güç buydu! Fenerbahçe’nin her zaman harika oyuncuları vardır ama bence sadece o koçların Fenerbahçe taraftarı üzerindeki etkisi zaman meselesiydi!
• Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Bayern München, Limoges ve Gran Canaria’da oynadın. Bu takımlarda geçirdiğin süreci bize anlatabilir misin?
Münih’te geçirdiğim zamanı çok sevmiştim. Koç Pesic harikaydı. Tekrar kendim gibi hissetmemi sağladı. Sonra bir el sakatlığı geçirdim ve sezon ortasında ayrıldım. Limoges’da iyi bir takımımız vardı ama başarılı olamadık.
Gran Canaria’daki zamanım hakkında söylenecek sadece iyi şeyler var. Sanırım takım tarihinde ilk kupayı oradayken kazandık, EuroCup’ta play off aşamasına kaldık. Orada harika oyuncularla oynama şansı yakaladım. Hava çok güzeldi ve yemekler gerçekten iyiydi.
• Geçmişte önemli başarılar elde ettiğin Makedonya Milli Takımı’nı çalıştırmak ister misin? Ayrıca bize gelecekteki planlarından bahseder misin?
Elbette Makedonya milli takımına koçluk yapmayı çok isterdim, bu harika olurdu. Kursu yeni bitirdim ve kendimi bir gün basketbol dünyasında koçluk yapacak bir konuma getirdim çünkü bildiğim tek şey bu.

• Bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğin ve Fenerbahçe basketboluna yaptığın katkılar için çok teşekkür ederiz sevgili Bo McCalebb. Son olarak Fenerbahçe taraftarlarına mesajınız nedir?
Sorun değil, beni davet ettiğiniz için teşekkürler, benim için çok keyifliydi. Fenerbahçe taraftarları bana karşı her zaman iyi davrandılar. Sadece onlara daha fazlasını verebilmeyi dilerdim. O yıllar biraz zordu. Gözlerindeki acıyı görebiliyordunuz ama o günler bitti. Tüm Fenerbahçe taraftarlarına sevgilerimi gönderiyorum, başarılarınızın devamını diliyorum.
