Fenerbahçe basketbolu 70 seneyi aşan tarihi boyunca büyük başarılara, unutulmaz anlara, güzel ve zor günlere tanıklık etti. Tüm bu anlarda taraftar takımın yanındaydı. Taraftarın 1950’lerde kapıları kırıp salona girerek tribünleri doldurduğu Galatasaray derbisinden bugüne, Fenerbahçe basketbolda taraftarıyla bütünleşti. İşte bu, müessese kulüplerinin hiçbir zaman Fenerbahçe kadar büyük olamayacağının en büyük sebebi.
O günlerle bugün arasında dağlar kadar farklar var. İlk kurulduğu günlerde deplasmana bile zar zor giden Fenerbahçe; bugün yerini EuroLeague şampiyonluğu olan, Türk basketbolunun lokomotifi haline gelmiş, her sene dev bütçelerle mücadele eden, kendi modern ve büyük salonunda oynayan bir Fenerbahçe’ye bıraktı. Tabi bu durumun olumsuz etkileri de var: Fenerbahçe, maalesef ruhunu kaybediyor.

80’lerde Spor Sergi’de uzun kuyruklar oluşturan ve salonun bayraklı tribününü kapmak için mücadeleler veren, 90’lar ve 2000’lerde Abdi İpekçi’yi rakibe dar eden Fenerbahçe tribünü; bugün yerini Ülker Sports Arena’da neredeyse “ölü” bir seyirci profiline bıraktı. Fenerbahçe basketbolu, tribünden koparıldı ve belli bir azınlığın sosyal aktivitesi haline getirildi.
Bugün bu zorlukların arasında Fenerbahçe basketbolu için bir şeyler yapmak isteyen, Ataşehir’de tribün kültürünü yaşatmaya çalışan, basketbol seyirciliğinin oturarak maç seyretmek olmadığını bilen bir avuç tribün emekçisi mücadelesini sürdürüyor. Kimimiz Spor Sergi’yi görmüş, kimimiz Abdi İpekçi’yi ucundan yakalamış, kimimiz bunların hiçbirini yaşamamış olmasına rağmen aynı ruha sahip.

Salon Tribünü bu insanların sesi olmak, basketboldaki tribün kültürünü yaşatmak ve sosyal medyada yıpratılan basketbol takımımıza sahip çıkmak amacıyla, birkaç Fenerbahçeli gencin emekleriyle yayına başladı. Birçok konuda yanlış giden şeylere dikkat çekmeye, menfaat ve kaygı gütmeden doğru bildiklerimizi söylemeye çalışıyoruz.
Twitter‘da saha içi ve dışından sürekli paylaşımlar yapıyoruz, takımımızın her EuroLeague maçından sonra son durumu Spotify ve YouTube‘ta yayınladığımız podcast’imizde değerlendiriyoruz. Zaman zaman imza attığımız röportaj ve özel yazılar ise bu blogda olacak. Uzun soluklu bir yayın hayatına sahip olmak için ihtiyacımız olan en büyük şey, bizimle aynı heyecana sahip Fenerbahçelilerden alacağımız destek ve olumlu geri dönüşler.
“Endüstriyelleşen spora, oluşturulmaya çalışılan NBA tarzı salon ve seyirci yapısına, sürekli daralan özgürlük alanına rağmen aynı tutku ve heyecanla. Spor Sergi, Caferağa, Abdi İpekçi ruhuyla.”
