Ali Limoncuoğlu (Aliço): “Maçlar Seyirciyle Bütünleşerek Oynanıyordu”

Salon Tribünü Blog’da sıradaki konuğumuz, Fenerbahçe basketbol tarihinin unutulmaz isimlerinden olan ve “Aliço” lakabıyla hafızalara kazınan Ali Limoncuoğlu. Çubuklu formayı giydiği 11 sene boyunca taraftarın sevgisini kazanan eski oyun kurucumuz, Baran Arslan ve Erdi Tiran’ın sorularını cevapladı.

• Ali Bey, ilk olarak bu röportajda bizlerle beraber olduğunuz için sizlere teşekkür ederim. 1.78 boyunda bir oyun kurucu olarak kısa boyunuza rağmen 80’li yılların Türk basketbolunda iz bırakmayı başardınız. Basketbola başlama hikayenizi bizlere anlatabilir misiniz?

9-10 yaşlarında mahallede kalecilik yapıyordum, o zaman Ankara’da altyapı takımları benimle ilgilenmeye başladılar. Antremanlara çağırmaya başladılar fakat babam her yerim yara bere olduğu için beni DSİ Minikler Takımı’na götürdü.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde dört sezon oynadıktan sonra Yenişehir takımına geçtiniz, bir sene sonra da Calvin Roberts, Efe Aydan, Fatih Özal ve Hakan Artış gibi isimlerle birlikte sarı lacivertli renklere bağlandınız. Dönemin basketboldan sorumlu yöneticisi rahmetli Altan Dinçer ile ilginç sayılabilecek bir transfer hikayeniz var, sizin için nasıldı?

Fenerbahçe benim İstanbul’da olduğumu öğrenmiş. Altan Dinçer’in oğlu Kemal Dinçer beni olduğum yerden alarak Altan Abi’nin evine götürdü. Orada 15 dakika süren bir transfer konuşmasından sonra Fenerbahçe’ye transfer oldum. Ben de Fenerli olduğum için görüşme kısa sürdü.

Ali Limoncuoğlu, 5 numaralı formasıyla. Kaynak: fenerleaks.wordpress.com

• Dile kolay, Fenerbahçe’de tam 11 sezon oynadınız. Bu süreçte; önceki soruda saydığım isimlere ek olarak Necdet Ronabar, Erman Kunter, Pete Williams, Larry Richard, Levent Topsakal ve Hüsnü Çakırgil gibi isimlerle aynı takımdaydınız. Beraber oynadığınız en unutulmaz isim sizin için kimdi?

Hepsinin bende unutulmaz yerleri var, en önemlisi de Efe Aydan.

• 2018 yılında Murat Murathanoğlu ile Fenerbahçe Televizyonu’nda birlikte katıldığınız Overtime programında açık alanda, beton sahalarda antrenman yaptığınızdan bahsetmiştiniz. Sizin döneminiz ve bugün arasındaki fark neydi? Bugünün imkanları o dönemde olsaydı Fenerbahçe basketbolu neleri başarabilirdi?

Bugünün basketbolunun temelleri atılmış oldu, Fenerbahçe camiası ve taraftarının basketbolu çok sevmesini sağladık. Ondan sonra gelen bütün başkanlar basketbola yatırım yapmaya devam ettiler, en son örneği de Aziz Yıldırım’dır. Kendisi salon yapılmasını sağladı. Ekonomik koşullar arasında çok büyük bir fark olduğu için şartları kıyaslamak kolay değil maalesef.

• 1982-1992 yılları arasında kaptanlığa kadar yükseldiğiniz Fenerbahçe’de yaşadığınız en unutulmaz, ilginç anı neydi?

İlginç değil fakat en sevdiğim anı Fenerbahçe basketbol tarihindeki ilk şampiyonluğumuz olan 1990-91 yılındaki şampiyonluğumuz ve benim kaptanlığım.

Kaynak: fenerbahcetarihi.org

Röportaj öncesinde o yıllarda Spor Sergi’de olan ağabeylerimize sizi sorduğumuzda ilk söyledikleri şey agresifliğiniz ve tribünle olan sıkı bağınız oldu, tıpkı “Baba” lakaplı Necdet Ronabar ve Hakan Artış gibi. Attığınız sayılardan sonra taraftarı coşturduğunuzu, bazı maçlardan sonra tribüne çıktığınızı bile öğrendik. Fenerbahçe tribünü o yıllarda nasıldı ve nasıl bir bağınız vardı? Taraftarla yaşadığınız ilginç bir anı varsa, anlatırsanız çok mutlu oluruz.

Fenerbahçe taraftarı beni çok sevmiş, ben de onları çok sevmiştim. O yüzden çok kuvvetli bir bağımız vardı. Bir seferinde tribünlere doğru giderken, sevincimizi paylaşmak için, aniden ön sıra çöktü ve bu unutulmaz anılarımdan bir tanesidir.

Antalya’da oynanan 1990-91 Final Serisi son maçında Tofaş SAS’ı mağlup ederek şampiyonluğa ulaştığımız maç hala akıllarda. Bu maça nasıl konsantre oldunuz? Sahaya çıkarken neler hissediyordunuz?

Benim için en önemlisi şampiyonluktu. Fenerbahçe gibi çok büyük bir camiaya ilk şampiyonluğunu kazandırmak çok önemliydi. Bunu da takım olarak başardık.

Fenerbahçe basketbol takımı, şampiyonluğu kutluyor. Kaynak: fenerbahcetarihi.org

• Aktif sporculuğu kulübümüzde 1992 yılında bıraktınız. Orhun Ene’nin sakatlığı sebebiyle ertesi sezon bir süre daha forma giydiniz ve 1993’te tamamıyla iş hayatına atıldınız. Sporculuğun ardından basketboldan uzak kalmanızın sebebi sizin için neydi?

İş hayatımın çok yoğun olması ve de kendi isteğimle uzak kaldım.

• İş hayatınızın yanı sıra rahmetli Mustafa Koç’un başkanlığını yaptığı 1907 Fenerbahçe Derneği’nin basketbol şubesini yönettiği dönemde idareci olarak görev yaptınız. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Çok iyi bir deneyim oldu. Basketbolun nasıl paraya çevrildiğini Türk basketboluna ve tüm kamuoyuna gösterdik. Bir sürü takıma örnek olduk ve o örnekler büyütülerek hala devam etmektedir.

• Lakabınız olan “Aliço”, neredeyse sizinle bütünleşmiş durumda. Sizi isminiz yerine lakabınızla hatırlayan birçok taraftar var. Bu lakap nasıl oluştu?

Mahallemizde üç tane Ali vardı. Metin Pamir adlı arkadaşım bana bu lakabı taktı ve öyle kaldı.

• O yıllarda Türk basketbolunun kalbi olan Spor ve Sergi Sarayı’nın havasını solumuş kiminle konuşsak, o atmosfere büyük özlem duyduklarını görüyoruz. Spor Sergi’nin sizin için anlamı ve dönemin tribünleri ile bugün arasındaki fark nedir?

Spor ve Sergi Sarayı şehrin tam göbeğinde olduğu için herkesin maçları izlemesi ve takip etmesi daha kolay oluyordu. Maçlar seyirciyle bütünleşerek oynanıyordu, o yüzden benim için çok önemi var. Aslında çok büyük fark yok, fakat tamamen ekonomik sebeplerden ötürü şartlar arasında çok büyük fark var. Taraftar da bu bağlamda değişime uğradı.

Kaynak: Paşalı Birol Arşivi

• Fenerbahçe basketbolda son yıllarda atılıma geçerek Avrupa’nın en önemli kulüplerinden biri oldu, en büyük kupayı kaldırdı ve Türk basketbolunda lokomotif haline geldi. Bu dönemi ve takımın şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok unutulmaz zaferler kazanıldı. Bunların kalıcı olması için kulübümüzün basketbola aynı önemi göstermeye devam etmesi gerekmektedir.

• Son olarak, biz Fenerbahçelilere mesajınız nedir?

Benim oynadığım zamandan şimdiki son zamana kadar büyük taraftarımızın her zamanda, her koşulda Fenerbahçe’mizi desteklemesini beklerim.

Yorum bırakın