Siena’dan Žalgiris’e Play-Off Maceralarımız

Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı’nın CSKA Moskova ile kozlarını paylaşacağı zorlu play-off serisi öncesinde, takımımızın geçmişte bu seviyede oynadığı maçlara mercek tutmak istiyoruz. Arkadaşımız Tuna Bertan Güneş, Fenerbahçe’mizin geçmişte oynadığı altı play-off serisini derledi.

1- Fenerbahçe – Montepaschi Siena (2007-2008)

Kaynak: ntvspor.net

Fenerbahçe, EuroLeague’de play-off sahnesine ilk kez 2007-2008 sezonunda İtalyan ekibi Montepaschi Siena karşısında çıktı. O dönemde, iki maç kazanan takım adını Final-Four’a yazdırıyordu.

Bogdan Tanjević’in koçluk yaptığı ekibimiz, EuroLeague normal sezonunu C grubundan Panathinaikos, Real Madrid ve Barcelona’nın ardından dördüncü tamamlayarak Top 16’ya yükselmişti. O dönem her biri dört takımdan oluşan dört grupla oynanan Top 16 turunda Fenerbahçe; TAU Ceramica, Lietuvos Rytas ve Aris’in bulunduğu grupta 3 galibiyet ve 3 mağlubiyet alarak tarihinde ilk kez play-off oynama başarısı göstermişti.

Kadrosunda Willie Solomon, Mirsad Türkcan, Ömer Onan, Damir Mršič gibi oyuncular bulunduran Fenerbahçe, EuroLeague’in favorilerinden biri olan Montepaschi Siena karşısında ilk maçına İtalya’da çıkmıştı. İlk üç çeyrek boyunca rakibine direnen Fenerbahçe son çeyrekte Siena’ya boyun eğdi ve ilk maç 73-66 sonuçlandı. Abdi İpekçi Spor Salonu’nda oynanan ikinci maçta ise İtalyan ekibi ilk maça göre çok daha rahat bir oyunla 65-86 galip gelerek Fenerbahçe’yi eledi.

2- Fenerbahçe – Maccabi Tel Aviv (2014-2015)

Fenerbahçe’deki ilk sezonunda beklentilerin altında kalıp Top 16 turunda elenen Željko Obradović, ikinci sezonuna çok daha iddialı bir kadroyla girmişti. Andrew Goudelock, Bogdan Bogdanović, Jan Vesely, Ricky Hickman gibi yabancıların yanı sıra Semih Erden, Can Altıntığ ve Serhat Çetin gibi yerliler de takıma katılmıştı.

Normal sezonu 8 galibiyet 2 mağlubiyet ile tamamlayan takımımız, Top 16’da da 11 galibiyet ve 3 mağlubiyetle grubunu ikinci sırada bitiriyordu. Play-off turunda Fenerbahçe, son şampiyon Maccabi Tel Aviv ile eşleşmişti. Yeni kurulan ve bu seviyelerde oynamaya alışmamış Fenerbahçe’yi, saha avantajına rağmen zor bir seri bekliyordu.

Ataşehir’de oynanan maçın ilk yarısında tecrübesizliğimiz sebebiyle bocaladık ve soyunma odasına 4 sayı geride girdik. Üçüncü çeyrekte ipleri eline alan Fenerbahçe, Jan Vesely’nin Maccabi uzunlarını dağıtmasıyla ilk maçı 80-72 kazandı.

Serinin ikinci maçında ise sahada çok daha rahat bir Fenerbahçe vardı. İlk maçı kazanmanın getirdiği özgüvenle ilk yarıyı 50-34 önde bitirdik. İlk maçta kendinden beklenen performansı ortaya koyamayan Goudelock bu maçta 19 sayı attı, ayrıca Maccabi uzunlarına karşı üstünlük sağlayan Semih Erden bu galibiyetin önemli pay sahiplerinden birisiydi. Fenerbahçe bu maçı 82-67 kazanarak Tel Aviv’e Final-Four biletini almaya gidiyordu.

İsrail’de oynanan serinin üçüncü maçında Maccabi, seyircisinin de desteğiyle çok iyi başladı. İlk çeyreği 20-13 geride bitiren Fenerbahçe’yi ikinci çeyrekte takımın en tecrübeli isimlerinden birisi olan Nikos Zisis ayakta tuttu. Normal süresi 65-65 biten maç uzatmalara gitti. Goudelock’un turnikesiyle bitime 9.1 saniye kala 74-75 öne geçtik. İsrail ekibi son topu Jeremy Pargo’yla kullanamayınca Fenerbahçe tarihinde ilk kez EuroLeague’de Final-Four’a kalma başarısı gösterdi.

3- Fenerbahçe – Real Madrid (2015-2016)

Önceki sezon Nisan’dan sonra tatsız devam edince, Obradović ve Gherardini kadroda revizyona gitti. Goudelock, Zisis, Luka Žorić, Bjelica, Semih Erden, Emir Preldžić, Serhat Çetin, Oğuz Savaş ve Kenan Sipahi ile yollarını ayıran Fenerbahçe, kadrosunu önceki sezon Karşıyaka’yı şampiyon yapan Bobby Dixon’ın yanı sıra Kostas Sloukas, Ekpe Udoh, Pero Antić, Nikola Kalinić ve Gigi Datome ile güçlendirdi.

Yeni kurulan takım EuroLeague normal sezonunun ikinci maçında Strasbourg’dan 21 sayı fark yiyerek taraftarlarına “acaba?” dedirtse de, geri kalan 8 maçta yalnızca deplasmanda Real Madrid’e kaybederek grubunu lider tamamladı. Sonraki Top 16 turunda Fenerbahçe, göze hoş gelen bir basketbol oynayarak grubunu yeniden lider tamamladı ve ev sahibi avantajıyla play-off’lara kaldı.

Play-off’ta rakibimiz, geçtiğimiz sezon bizi yarı finalde eleyip finalde de kupaya uzanan Real Madrid’ti. Seri Ataşehir’de başlayacaktı ancak rakibin kadrosu birbirinden kaliteli yıldızlarla doluydu. Üzerine Jan Vesely’nin de sakatlığı sebebiyle seriyi kaçırması eklenince, taraftarların üzerini bir umutsuzluk sardı. Ancak bu seriye harika hazırlanan ve tüm salonu #SarıTribün ismi ve “Sarı Giy Gel” sloganıyla organize eden taraftarlar, Ülker Sports Arena’yı adeta cehenneme çevirmişti.

Serinin ilk maçında kadrosundaki tek uzun Ekpe Udoh olduğu için zaman zaman sahaya beş kısa oyuncu süren Zeljko Obradovic, Pablo Laso’nun bütün planlarını bozdu. İlk yarıyı 12 sayı önde kapatan Fenerbahçe, maçın üçüncü çeyreğinde iyi hücum eden Madrid karşısında zorlansa da maçı 75-69 kazandı.

İkinci maçta sahada Madrid’e nefes aldırmayan bir Fenerbahçe vardı. 6. adamın da müthiş desteğiyle maça çok iyi başladık. Gerek savunmada gerekse hücumda kusursuz oynayan Fenerbahçe soyunma odasına 54-26 önde girdi. İkinci yarıda da aynı oyunu devam ettiren takımımız sahadan 100-78 galip ayrılarak taraftarlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Böylece hem önceki senenin intikamını alıyor, hem de Final-Four’a bir adım daha yaklaşıyorduk. Bu maçta Ekpe Udoh’un katkısına değinmeden geçmek büyük haksızlık olur. Madrid potasına 18 sayı bırakan Udoh, savunmada da rakip uzunları adeta canından bezdirerek İstanbul’da kendi efsanesini yazmaya başlıyordu.

İspanya’da, Fenerbahçe git-gel’leri olan maçta rakibini yendi. Madrid üçüncü çeyrekte geri dönecek gibi de olsa, Datome’nin bloğu takımı canlandırdı ve maçı bize getirdi. WiZink Center’da 69-75 galip gelen takımımız yine bir son şampiyonu süpürerek 2. kez üst üste Final-Four’a yükseliyordu.

4- Fenerbahçe – Panathinaikos (2016-2017)

EuroLeague, 2016-2017 sezonunda ilk kez lig biçiminde oynanacaktı. 30 maçın ardından ilk 8’de bulunan takımlar play-off’lara yükselecekti. Önceki sezon Berlin’de alınamayan son ribaunddan sonra Obradović, takımını İstanbul’daki Final-Four’a yine şampiyonluk parolasıyla hazırlıyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayacaktı. Bogdanović’in sezon başında sakatlanmasıyla başlayan şanssızlıklar curcunası, normal sezonun bitimine kadar devam etmişti.

Ne yazık ki normal sezonu 5. bitirerek Yunan ekibi Pao ile eşleşmiştik, saha avantajı rakibimizindi ve bu yüzden bu seri, Fenerbahçe’nin kağıt üzerinde belki de en zor görünen serisiydi. Sezon boyunca sakatlıklarla boğuşan takımımız, ilk kez play-off’lara tam kadro çıkıyordu.

Serinin ilk maçına OAKA’da bulunan taraftarlar ve Pao başladı. Öyle iyi başladılar ki devre arasında Pao’nun 14 sayılık üstünlüğü bulunuyordu. Soyunma odasında Obradović ile takım arasında neler konuşuldu bilinmez, ancak üçüncü çeyrek başlayınca sahada bambaşka bir Fenerbahçe izledik. Bogdanović’in liderliğinde takımımız hücumda su gibi akarken, savunmada da kolay sayıya izin vermiyordu. Bunun en büyük kanıtı ilk yarıda 42 sayı bulan Panathinaikos’un, 3. ve 4. çeyreklerde 8’er sayı bulmasıydı. OAKA’da daha önce hiç galibiyet alamayan Fenerbahçe, Yunan taraftarlara soğuk bir duş aldırarak maçı 58-71 kazanıyordu ve avantajı kendi eline geçiriyordu.

Taraftarların çoğu “İlk maçı kazandık, bu maçı kazanmasak da olur” diyordu ancak Obradović ve öğrencileri seriyi 3 maçta bitirmeye kararlıydı. Bogdanović’in yeniden ortaya koyduğu unutulmaz performansla ikinci maçı 75-80 kazandık ve Atina’dan İstanbul’a 0-2 ile döndük.

3. maçta ise Ataşehir’de bayram havası vardı. Maçın başından sonuna kadar kontrolü elinde tutan Fenerbahçe, sürprize izin vermiyor ve Yunan ekibini Atina’ya otobüsle yolluyordu. Maçı 79-61 kazanan takımımız, EuroLeague’de saha avantajı olmadan rakibini süpüren ilk takım oluyordu. Üçüncü kez Final-Four’a yükselen Fenerbahçe, İstanbul’da yapılacak olan organizasyonda da EuroLeague’i kazanan ilk ve tek Türk takımı olarak tarihe geçiyordu.

5- Fenerbahçe – Baskonia (2017-2018)

Sezon başında Bogdanović ve Udoh’u NBA’e kaptıran Fenerbahçe, Pero Antić’le de yollarını ayırıp kadrosuna Marko Gudurić, Nicolo Melli, Jason Thompson, Brad Wanamaker ve Sinan Güler’i ekledi. EuroLeague’i kazandıktan sonra yine beklentilerini yüksek tutan takımımız, normal sezonu 21 galibiyet ve 9 mağlubiyetle 2. sırada tamamlamıştı. Play-off’ta ise İspanyol ekibi Baskonia ile eşleşmiştik.

Serinin Ataşehir’deki ilk maçında Wanamaker ve Sloukas’ın iyi oyunuyla sürprize izin vermeden 82-73 galip gelmiştik. İki gün sonra oynanan 2. maç ise çok daha zorlu geçmişti. Son çeyrekte Baskonia bir ara beraberliği sağlasa da Fenerbahçe tecrübesini ortaya koyarak maçı 95-89 kazandı ve seriyi İspanya’ya 2-0 ile taşıdı.

Serinin 3. maçında ise Fenerbahçe’yi bir sürpriz bekliyordu. İlk çeyreği 19-20 önde bitirsek de, ikinci çeyrekte tam anlamıyla Baskonia fırtınası esmişti. Buna bir de Baskonia tribününde bulunan ve susmak bilmeyen kadın taraftar eklenince maç tam anlamıyla işkenceye dönmüştü ve soyunma odasına 47-38 geride girmiştik. İkinci yarıya iyi bir giriş yapsak da bunu maçın sonuna taşıyamadık ve maçı 88-83 kaybettik. Bu, Obradović’in Fenerbahçe’nin başında kaybettiği ilk play-off maçı olmuştu. Bir başka not ise Baskonia uzunu Shengelia’nın son EuroLeague şampiyonuna “Şimdi bizim zamanımız!” hareketi yapmasıydı, bu oldukça cesur bir hareketti, çünkü bir sonraki maçta cevabını son derece iyi şekilde alacaktı.

Serinin dördüncü maçına tam konsantre başlayan Fenerbahçe gerek savunmada, gerekse de hücumda iyi iş çıkarıyordu. Soyunma odasına 16 sayı önde giren takım, serinin İstanbul’a dönmeyeceğinin mesajını rakibine vermişti. İkinci yarıda vitesi biraz düşürsek de maçı 83-92 kazandık ve adımızı 4. kez üst üste Final-Four’a yazdırdık. Bu sayede Shengelia’ya da cevabını vermiş oluyorduk.

6- Fenerbahçe – Žalgiris Kaunas (2018-2019)

Sezona Joffrey Lauvergne ve Tyler Ennis takviyeleriyle giren Fenerbahçe, belki de EuroLeague tarihinin şu ana dek en dominant normal sezon performansını sergilemişti. Yeni EuroLeague formatının normal sezonunda evinde rakiplerine şans tanımayan takım, 25 galibiyet ve 5 mağlubiyetle normal sezonu lider bitirerek geçtiğimiz sezon Final-Four’da elediğimiz Žalgiris Kaunas’la eşleşti.

Fenerbahçe seriye muhteşem başlamıştı. Seyircisinin önünde rakibinin yalnızca 43 sayı atmasına izin veren Fenerbahçe, EuroLeague tarihinin en büyük play-off farklarından birine imza atmıştı. İkinci maçta ise Žalgiris Kaunas Fenerbahçe’ye sürpriz yapıyordu. İkinci ve üçüncü çeyrekte çok iyi oynayan Litvanya ekibi, son çeyreğe 15 sayı önde giriyordu. Maçın final periyodunda takımımız ne kadar çabalarsa çabalasın, 80-82 kaybedip Litvanya’ya 1-1’le gidiyordu.

Serinin üçüncü maçının ilk yarısı Žalgiris üstünlüğüyle geçildi. Soyunma odasına 34-31 önde giren Zalgiris’i ikinci yarıda tatsız bir sürpriz bekliyordu. Marko Gudurić maça 17 sayıyla damga vururken, Melih Mahmutoğlu da attığı üçlükle noktayı koyuyordu. Böylece Fenerbahçe kaybettiği ev sahibi avantajını geri alırken Final-Four biletine de bir adım daha yaklaşıyordu.

Dördüncü maçta Fenerbahçe alıştığımız basketbolu sahaya yansıtarak rahat bir galibiyet elde etti. Maçın başından sonuna kadar kontrolü elinde bulunduran takımımızda Bobby Dixon attığı 25 sayıyla yıldızlaştı. Maçı da 82-99 kazanarak bir kez daha ait olduğumuz yere gitmeye hak kazanıyorduk.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s