EuroLeague Women Final Four İzlenimlerimiz

Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımımız, geçtiğimiz ay İstanbul’daki Volkswagen Arena’da ev sahipliğimizde düzenlenen FIBA EuroLeague Women Final-Four’u üçüncü sırada tamamladı. Ekibimizden Baran Arslan, 16-18 Nisan 2021’de düzenlenen organizasyonu Salon Tribünü adına yerinde takip etti. Arkadaşımız, bizim için önemli bir deneyim olan Final-Four’a dair saha içi ve saha dışı gözlemlerini derledi.

Potanın Kraliçeleri, 17-19 Mart’ta İspanya’nın Salamanca kentinde iki maç üzerinden oynanan EuroLeague Women çeyrek finalinde ezeli rakibimiz Galatasaray’ı eleyerek Final-Four biletini almıştı. Fenerbahçe’nin Final-Four’a Volkswagen Arena’da ev sahipliği yapacağının açıklanmasıyla, ekip adına ilk basın tribünü deneyimimizi yaşamak adına FIBA Medya Portalı üzerinden gerekli başvuruları yaptım ve şansımızı denedim. Henüz büyüme aşamasında ve amatör bir yapıda olmamız sebebiyle akredite edileceğimizi düşünmüyordum ama başvurumuz kabul edildi. Karşılaşmalara katılım sağlayabilmek için, tüm basın mensuplarından yarı final gününden en fazla 72 saat önce alınmış negatif PCR testi sonucu istendi. Testi yaptırdım ve negatif sonucun çıkmasıyla 16 Nisan’daki yarı final gününü beklemeye başladım.

FIBA, Covid-19 salgını nedeniyle yayıncı kuruluş Fenerbahçe Televizyonu haricindeki basın mensuplarına antrenörler ve oyuncularla yüz yüze röportaj yapma imkanı tanımadı. Ligin en güçlü ekibi UMMC Ekaterinburg ile oynanan yarı final maçından önceki gün düzenlenen basın toplantısına Zoom üzerinden katılım sağladım. Toplantının İngilizce yapılıyor olması ve ilk basın toplantıma giriyor oluşumun heyecanı beni biraz zorladı ama başantrenörümüz Víctor Lapeña ile sorunsuz şekilde diyalog sağladım. Daha sonraki toplantılarda bu heyecanı aştım 🙂

Fenerbahçe 84-88 Ekaterinburg: Çok istedik, olmadı

15 Nisan’ı 16 Nisan’a bağlayan gece, FIBA tarafından gönderilen istatistikleri ve maç bilgilerini derledikten sonra 16 Nisan sabahında evden çıktım, Söğütlüçeşme İstasyonu’ndan Marmaray’a bindim, Yenikapı’da M2 Metro Hattı’na geçtim, İTÜ-Ayazağa İstasyonu’ndan 10 dakikalık bir yürüyüşle Volkswagen Arena’nın önüne vardım. Kulübün davet ettiği sınırlı sayıda taraftarı maça alması sebebiyle salonun önünde ufak bir kalabalık vardı, bu konuya daha sonra geleceğim. Akreditasyon masasından giriş kartımı aldım, tribünden maça gelen ağabeylerim ve kardeşlerimle sohbet ettim, daha sonra içeri girdim.

EuroLeague Women’da sezonun MVP’si seçilen oyuncumuz Alina Iagupova’ya ödülünün verilmesi, ardından UMMC Ekaterinburg’un en iyi beşe seçilen iki oyuncusunun ıslıklar altında ödüllerini teslim almasının ardından maç başladı. 21-22 geride tamamladığımız ilk çeyrekte dengeli bir oyun vardı, özellikle Alina Iagupova’nın öne çıktığını söyleyebiliriz. İkinci çeyrekte oyundan düştüğümüz anlar oldu ama yine Iagupova ve Olcay’ın üçlükleriyle farkın fazla açılmasına izin vermedik, soyunma odasına 48-55 geride gittik.

Fotoğraf: Burak Saltık / fenerbahce.org

Üçüncü çeyrekte ise oyuna tutunamadık. Takımı oyunda tutan Iagupova’nın belki de önceki hafta geçirdiği Covid-19’un etkisiyle yorgunluk belirtisi göstermesi, şut yüzdemizin çok düşmesi, hücumda yaşadığımız başarısızlıklar sonucunda fark çift hanelere çıktı. Farkı daha sonra azalttık ve üçüncü periyodu 61-68 geride tamamladık.

Son periyot ise EuroLeague Women tarihinin en iyi oyunlarından birisine sahne oldu. Savunmada daha iyi performans gösteren Fenerbahçe, bir kez daha sahneye çıkan Alina Iagupova’nın müthiş oyunuyla farkı kapattı, Kia Vaughn’un basketleriyle skoru 79-79’a getirdi ama ne yazık ki devamını getiremedi. Takımımız, Iagupova’nın son dakikadaki inanılmaz üçlüğüne rağmen maça tutunamadı, karşılaşmayı 84-88’lik skorla kaybettik. Senelerdir çok istediğimiz EuroLeague Women şampiyonluğunu bir kez daha kaçırmamıza rağmen, bütçesi bizden kat be kat yüksek Ekaterinburg’a karşı gösterilen mücadele taraftarın takdirini topladı.

Koç Víctor Lapeña, maçın ardından sorumuzu şu şekilde yanıtladı:

Maçın yanı sıra, pandemi döneminde çok az sayıda maça girebilen Fenerbahçe tribününün bu karşılaşmada yakaladığı fırsatı kötü değerlendirmesine değinmek durumundayım. Genç Fenerbahçeliler, 1907 ÜNİFEB, Until The Grave gibi gruplardan yaklaşık 300 taraftar, yarı final maçında salonda yerini aldı. 300 kişinin küçücük salonda bölünerek aynı anda farklı besteler söylemeye çalışması, zaman zaman girilen besteyi besteyle bastırma çabaları, bir grubun pankartının üzerine başka bir grubun pankartının asılması ve takımın desteğe en ihtiyaç duyduğu anlarda alakasız bestelerin söylenmesi çok üzücüydü. Tüm bu olanlar, endüstriyel spor ve 6222 Sayılı Kanun’dan büyük zarar gören Fenerbahçe tribününün ego ve rant savaşının altında zarar gördüğünün göstergesi. Bu konuda pek umudum yok ama bir tribüncü olarak bu gidişin tersine dönmesini diliyorum.

Kulübün pandemi döneminde uyguladığı seyirci alım politikası, sürekli aynı kişilerin maçlara gelmesi, kulüple bağlantısı olmayan taraftarların maçlara girememesi ve fırsat eşitliğinin sağlanamaması sebebiyle eleştirilebilir olmakla beraber, böyle bir maçta tribün desteğine ihtiyaç duyulduğu da ayrı bir gerçek. Keşke tribünlerimiz bu fırsatı iyi değerlendirseydi.

Fenerbahçe 64-58 Sopron: Turnuvayı üçüncü tamamladık

Fotoğraf: Burak Saltık / fenerbahce.org

Fenerbahçe’miz, yarı finalde İspanyol ekibi Perfumerias Avenida’ya kaybeden Macaristan ekibi Sopron Basket ile 18 Nisan Pazar günü üçüncülük maçında karşılaştı. Maç sabahı, zaman zaman trafikte kaldığımız bir ciddiyetsizliğe sahip olan sokağa çıkma kısıtlamasında, Metrobüs ve İETT otobüsü kombinasyonuyla Volkswagen Arena’ya gittim.

Bu sefer tribünlerde yalnızca başkan Ali Koç ve yöneticiler, kulübün 10-20 davetlisi, basın mensupları ve görevliler vardı. Maçta gücünü ortaya koyan takımımız, karşılaşmayı baştan sonra öne götürdü, ikinci yarının bir kısmında oyundan düşse de maçı 64-58’lik skorla kazanarak Avrupa üçüncüsü oldu. Takımımıza madalyalarını veren isim ise başkan Ali Koç’tu.

Maçın ardından FIBA Medya Ekibi’nin basın mensupları için açılan WhatsApp grubuna basın toplantısına katılım linklerini geç göndermesi nedeniyle koç Víctor Lapeña’nın basın toplantısını kaçırdım. Kafamdaki soruyu soramamamın üzüntüsüyle gazeteciler için ayrılan dinlenme bölümünü bulmaya çalışırken salonda kayboldum ve güzel bir tesadüf yaşadım: Yanlışlıkla soyunma odası koridoruna çıktım ve karşımda koçu yardımcısıyla bir masada oturmuş, sohbet ederken buldum. Akreditasyonumun o alanı kapsamaması nedeniyle ilk başta geri dönmeyi düşündüm ama bir gazeteci adayı olarak fırsatı değerlendirmezsem kendimi affetmezdim. Koçun yanına gittim, kendimi tanıttım ve müsaade istedim, sağolsun beni kırmadı, yanına sandalye çekmemi istedi ve kahve ısmarladı. Bunda basın toplantısı performanslarımın da etkisi olduğunu düşünüyorum 🙂 Sitemizi ve taraftarlık kimliğimizi anlattım, toplantıda soramadığım soruyu sordum, yardımcısı Nacho Garcia ve takım menajerimiz Arzu Özyiğit ile sohbet ettim ve bu anı fotoğrafla ölümsüzleştirdim. Koçun eğlenceli ve sıcakkanlı kışiliğinin de katkısıyla, benim için güzel bir an oldu.


Üçüncülük maçının ardından oynanan final maçı ise, UMMC Ekaterinburg’un Perfumerias Avenida karşısındaki 78-68’lik galibiyetiyle sonuçlandı. Bu organizasyon, altı ay önce kurduğumuz ve emek vererek günden güne büyüttüğümüz, Fenerbahçe basketboluna tribün penceresinden bakan ekibimiz için çok güzel bir kazanım oldu. Profesyonel bir organizasyonda iyi bir medya deneyimi yaşadık, basketbol basınından çok değerli insanlarla tanıştık, organizasyondan gelişmeleri Fenerbahçe camiasına en iyi şekilde aktarmaya çalıştık. Bu kazanımın üzerine koyarak, tribün kültüründen ve ilkelerimizden sapmadan yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz. İşlerim dolayısıyla fırsat bulamamam sebebiyle bayağı geç yazılmış bir yazı oldu, anlayışınız için teşekkür ederim 🙂

Fotoğraf: Burak Saltık / fenerbahce.org

Yorum bırakın