Nilay Yiğit Kartaltepe: “Fenerbahçe Her Oyuncunun Hayalidir”

2001 ve 2007 yılları arasında Fenerbahçe formasıyla şampiyonluklar yaşayan ve günümüzde OGM Ormanspor forması giyen kadın milli basketbolcu Nilay Yiğit Kartaltepe, Salon Tribünü ekibinden Aydın Şenyuva’ya kulübümüzde geçirdiği yılları ve ülke basketboluna dair düşüncelerini anlattı.

  • Sevgili Nilay, Salon Tribünü olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ediyoruz. Basketbola nasıl başladın? Kariyerin nasıl gelişti? Öncelikle bu hikayeden başlayalım.

Basketbola ilkokul beşinci sınıfta seçmelere katılarak başladım. Hiç annesinden ayrılmayan bir çocuktum, fakat bir gün ya annemle nikaha gidecektim, ya da basketbol seçmelerine katılacaktım. İlk defa annemle bir yere gitmedim ve basketbol seçmelerine katıldım. Basketbol hayatım ilkokul beşinci sınıfta böylece başlamış oldu. Daha sonra ilkokulda antrenörüm Recep Türkoğlu bütün okul takımını toplayıp hepimizi İstanbul Üniversitesi Spor Kulübü’ne götürdü ve basketbol hayatım hem okul hem de kulüp olarak burada devam etti. Bu kulübün altyapısından A takımına kadar bütün takımlarında yer aldım. Sayısız şampiyonluklar yaşadım ve milli takıma kadar yükseldim. Sonrasında bu kulüpten Erdemirspor’a transfer oldum. Kariyerim böyle başladı diyebilirim.

  • Basketbol kariyerinde önemli yer turan Fenerbahçe yıllarını anlatır mısın? Burada oynadığın 2004-2007 yılları arasında üç Türkiye ligi ve üç Türkiye kupası şampiyonluğu yaşadın ve bunları Zafer Kalaycıoğlu ile elde ettin. Hocadan da bahseder misin? Türk kadın basketbolunda Zafer hocanın her oyuncuda ayrı bir yeri vardır. Senin de Fenerbahçe’de yaşadığın değerli anıların vardır. Bunlardan en değerlisini paylaşır mısın bizimle?

Evet sizin dediğiniz gibi o yıllar arasında Fenerbahçe’de oynadım. Erdemirspor’dayken Fenerbahçe’ye karşı çok değerli bir maç oynamıştım ve final serisinde Fenerbahçe’yi yenmiştik. Daha sonra beni Fenerbahçe Spor Kulübü beni istedi, aslında Erdemirspor’da çok mutluydum fakat Fenerbahçe gibi bir takımdan transfer teklifi alırsanız tabii ki her oyuncunun hayalidir bu… Hayır diyemezsiniz tabii ki. Bu da benim hedeflerim arasındaydı ve Fenerbahçe’ye transfer oldum. Fenerbahçe’de olmak tabii ki çok heyecan verdi bana, çünkü ilk şampiyonluğumu Fenerbahçe Spor Kulübü’nde yaşadım. Kadın basketboluna verdiği değer zaten hep ortada; o zamanlard,a benim oynadığım senelerde de gerçekten inanılmazdı. Benim için Fenerbahçe zaten her zaman farklı bir kulüp olmuştur. Tekrar söylüyorum, ilk şampiyonluğumu orada yaşadığım için daha değerli. Zafer Kalaycıoğlu’na gelince, tabii ki ilk şampiyonluğumu da Zafer Ağabey’le kazandım. Zafer Ağabey herkesin çalışmak istediği değerli koçlardan birisidir ve sayısız başarıları var biliyorsunuz. Onun için her zaman çalışmaktan keyif aldığım ve basketboluna çok inandığım çok değerli bir antrenördür.

Fenerbahçe kadın basketbol takımı Beşiktaş’ı 61-52 yenerek 5. kez Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazandı.
Kaynak: twitter.com/FBTarihiOrg
  • Türkiye’nin yetiştirdiği önemli guardlardan biri olarak, 43 yaşında hala daha sahalardasın. Seni ne kadar daha sahalarda izleyeceğiz? Ormanspor son istasyon mu?

Evet, hala Ormanspor’da oynuyorum. Gerçekten sahada olmaktan keyif alıyorum. “Bu sene son mu?” sorunuza net olarak bir cevap vermiyorum çünkü vücudum iyi durumda ve kendimi de çok iyi hissediyorum. Çok şükür ki çok ciddi bir sakatlığım olmadığı için hala sahadayım. Sezon sonu neler olacağını hep beraber görürüz ama şu anda ne desem yalan olur. Önemli olan şu anda sezonu sağlıklı ve iyi bir şekilde Ormanspor kaptanı olarak bitirmek.

Kaynak: http://www.fanatik.com.tr
  • Basketbol kariyerin boyunca maçlara kendini nasıl hazırladın ve hazırlamaya devam ediyorsun? Eşin Cengizhan en büyük yardımcındır diye düşünüyorum.

Basketbol hayatımda maçlara kendimi hazırlarken aslında ekstra çok bir şey yaptığım yok, sadece uyumama ve yemek yemeye çok dikkat ediyorum. Tabii ki kendime her zaman bakıyorum çünkü bakmasam hala bu yaşta sahada olmam imkansız olurdu. Basketbol dışı ekstra uyguladığım bir şey yok ama tabii ki çok çalışıyorum. Hep çok ekstra çalışma yapıyorum. Cengizhan en büyük yardımcım, her zaman yanımda. Maçtan önce, maçtan sonra, maç anında…

  • Şu anda bile bençte ayaktasın ve takıma enerji veriyorsun? Bu hırsını anlatır mısın biraz?

Ben saha içinde de, saha kenarında da, oynarken de her zaman o anı yaşarım, çünkü gerçekten basketbol benim için aşktır. O anda işime konsantre olurum, saha kenarında da olsam takım arkadaşlarıma yardım ederim ama bu heyecanı yaşamaktan dolayı çok keyifliyim. Çünkü bu heyecanı kaybettiğim an, o sahada olmanın bir anlamı olmuyor bana göre.

  • Türk kadın basketbolunu şu anda nerde görüyorsun? Yeterli ilgiyi görüyor mu sence?

Kulüpler bazında Türk kadın basketbolu, bence yeteri kadar ilgi görmüyor. Tabii ki yaptığımız başarılarla da alakalı. Bir de zaten biliyorsunuz, pandemi girdi araya, biz bir süre seyircisiz oynadık fakat kulüpler bazında Fenerbahçe ve Galatasaray her sene EuroLeague’de mücadele ediyorlar, alttaki 5-6 takım da Eurocup’da mücadele ediyor. Aslında keyifli, mücadeleci ve yabancılara dayalı bir ligimiz var. Yeterli ilgiyi gördüğünü düşünmüyorum, çünkü maçları Tivibu Spor veriyor. Fakat burada da biliyorsunuz, Fenerbahçe ve Galatasaray maçları hep öncelikli olduğu için Anadolu takımları biraz geride kalıyor bence. Canlı yayının oralarda daha fazla olması lazım kadın basketbolunu daha öne çıkarmamız için.

  • Yabancı oyuncuların katkıları olduğu kesin fakat yabancı sayısının fazlalığı Türk oyuncuların daha çok süre almalarını engelliyor. Çünkü pozisyonlarında Türk oyuncular yeterli süreyi alamıyorlar ve bu da Milli Takım’a olumsuz yansımıyor mu?

Sizin dediğiniz gibi, yabancı oyuncuların katkıları olduğu kesin, fakat “Yabancı sayısının fazlalığı Türk oyuncuların daha çok süre almalarını engelliyor” demişsiniz. Ama tabii ki dört yabancılı sistemde, hatta bazı takımlarda devşirme de var, Türk oyuncuların süre bulması zor ama kendini gösteren ve iyi çalışan oyuncuların da bu süreleri alacağına inanıyorum. Milli Takım’a olumsuz yansıyor, çünkü kulüp takımlarında Türk oyuncular süre alamayınca Milli Takım’da da bocalama süresi yaşanıyor.

  • Türk oyuncular yeteri kadar çalışıyor mu? Tecrübelerin ne diyor?

Artık devir çok değişti. Türk oyuncular bence yeteri kadar çalışıyorlar, kendine bakıyorlar çünkü herkesin kendine yatırım yaptığını görüyorum. Bu da benim hoşuma gidiyor ama çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler, devam etsinler.

Nilay Yiğit Kartaltepe, OGM Ormanspor formasıyla kariyerine 43 yaşında devam ediyor.
  • Türk kadın basketbolunda şu anda üst düzey olarak guard pozisyonunda Olcay Çakır Turgut dışında oyuncu yok gibi ne dersin?

Aslında bu konuda ben sizin gibi düşünmüyorum, çünkü “Türk kadın basketbolu olarak biz oyun kurucu çıkaramazsak ne çıkaracağız?” diye ben de size soruyorum. Aslında çok yetenekli oyuncular var ama bunlara şans verilmesi taraftarıyım.

  • Ben senin pozisyonunda sen, basketbolu bırakan Birsel Vardarlı Demirmen ve Olcay Çakır Turgut’tan sonra genç jenerasyondan Gökşen Fitik’i çok beğeniyorum ve geliyorum diyor. Gökşen için neler söylersin?

Gökşen şu anda benim takım arkadaşım. Ben de ilk defa bu sene kendisiyle oynama şansını yakaladım. Gökşen çok yetenekli, çok çalışkan ve çok özel bir oyuncu benim için. Önünde de çok uzun yıllar var, gerçekten çok takdir ediyorum. Çok çalışıyor. Şu anda Ormanspor ve milli takımımız için çok önemli ve çok değerli bir oyuncu. Türkiye’nin değerli oyuncularından biri olacak ileride.

  • Ben bir tweet atmıştım, “ABD’de Sue Bird ve Diana Taurasi neyse, Türkiye’de Nilay Yiğit odur” dedim. Gerçekten bu konuda, basketbol karakteri olarak gelecek jenerasyonlara örnek olacak bir oyuncusun. Bu konuda tevazu göstermiyorum. Neler söylersin?

Öncelikle güzel düşünceleriniz beni çok mutlu etti. Ben gerçekten basketbolu çok seviyorum, basketbolun içinde olmaktan çok keyif alıyorum. Tabii ki sevdiğiniz bir işi yaparsanız ve çok çalışırsanız örnek alınacak bir sporcu durumuna geliyorsunuz, benim her zaman inanışım bu. İşime çok saygılıyımdır, iş ahlakım vardır ve çalışmaktan hiç yılmam. Onun için zaten bu yaşıma kadar sahada kalabildim.

  • Basketbolu asist üzerinden oynayan bir oyuncusun ve basketbol hayatın boyunca bu böyle devam etti. Türkiye Ligi ve Avrupa Şampiyonası’nda beş kez asist liderliğin var. Bunun için yorumun nedir?

Evet basketbolu asist üzerine oynayan bir sporcuyum, aslında çok maç izliyorum. İzlediğim her maçtan kendime bir şeyler çıkarıyorum. Tabii ki asist hep benim için önceliklidir, ekstra olarak “Bunu nasıl geliştiriyorsunuz?” diye sorarsanız çok maç izleyerek bir çok şeyi geliştirebiliyorum. Benim için maç izlemek çok önemli ve maç içinde yaptığım her güzel asist bana keyif veriyor, bundan da mutluluk duyuyorum.

  • Kulüplerde alt yapılar sence yeterli seviye de çalışıyor mu? Yapılanmaları nasıl görüyorsun? Fenerbahçe son 3-4 senedir önemli hamleler yapıyor ve yapılanmaya gidiyor? Neler söylersin bununla ilgili?

Şimdi siz Fenerbahçe’ye yakın olduğunuz için orada her şeyi görebiliyorsunuz ama ben aslında altyapılara çok değer verildiğini düşünmüyorum çünkü altyapılara değer verilse Milli Takımlar’ımızda çok oyuncu olmalı ama bunu da görmüyorum açıkçası. Bu yatırımlar kısa süreli olmamalı, uzun yıllar yapılmalı ki hem oyuncular hem kulüpler hem de antrenörler buradan güzel şeyler kazanmalı.

  • Türkiye’de altyapı hocaları yeterli bilgi ve donanıma sahip mi? Milli Takım seviyesinde altyapı yapılanmasını takip ediyor musun? Çalışmaları nasıl görüyorsun?

Bazen birkaç altyapı antrenörüyle konuştuğumda, kendilerine değer verilmediğini ve şans verilmediğini düşünüyorlar ama bence onlar da pes etmemeli ve hep çalışmaya açık olmalılar, öğrenmeye hep devam etmeliler. Milli Takım seviyesinin altyapı yapılanmasını bazen takip ediyorum ama çok hakim değilim. Ancak bence altyapılarda çok yetenekli oyuncularımız var. Milli Takım’da kendilerini gösteremediklerini düşünüyorum ama bunun da milli takımlar seviyesinde altyapıdaki antrenörlerle kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Oradaki hocaların oyunculara hakim olmadığını düşünüyorum çünkü oyuncuyu ne kadar tanırsanız, o kadar verim alabilirsiniz. Onun için altyapı kategorisindeki milli takımlarda altyapıları takip eden antrenörlerin çalışması gerektiği kanaatindeyim.

  • Basketbolu bıraktıktan sonra basketbolun içinde kalacak mısın? Gelecek kariyer planlaman nasıl olacak? Kopmaman gerekiyor diye düşünüyorum. Türk kadın basketbolunun gelecekte sana ihtiyacı var diye düşünüyorum.

Basketbolu bıraktıktan sonra basketbolun içinde olmak istiyorum çünkü basketbolu ben çok seviyorum, oynasam da oynamasam da basketbol benim hayatım. Tabii ki basketbol sahasından kopmak istemiyorum.

  • Senin de söylediğin gibi 2010 yılında Fenerbahçeli voleybolcu Cengizhan Kartaltepe ile evlendin. Basketbolu bıraktıktan sonra çocuk hayalin var mı?

2010 yılında Cengizhan ile evlendim. Şu anda hala basketbol oynuyorum. Tabii ki basketbolu bıraktıktan sonra hayallerim var ama halen oynuyorum.

  • 2012’de Milli Takım ile Londra Olimpiyatları’nda forma giydin. Olimpiyat oyunlarında forma giymek nasıl bir duyguydu senin için?

Bir olimpiyat sporcusu olarak gerçekten orada olmak büyük gururdu. Tabii ki oraya gidene kadar hiç öyle hissetmemiştim ama oraya gittiğimde gerçekten inanılmaz bir ortam vardı. Umarım her sporcu o anı yaşar ve olimpiyat görür.

2012 Londra Olimpiyatları’nda ABD maçı sonrası. Kaynak: t24.com.tr
  • Son olarak, genç oyunculara tecrübeli bir ablaları olarak tavsiyelerin neler olur?

Genç oyunculara tecrübeli bir abla olarak şunu söyleyebilirim; her zaman iş ahlakları olsun, yaptıkları işe saygıları olsun, çalışmaktan ve basketbol sahasında olmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler.

  • Bizlere vakit ayırıp sorularımızı yanıtladığın için teşekkür ediyor ve başarıların devamını diliyoruz.

Benimle böyle bir röportaj yaptığınız için ben de teşekkür ederim. Salon Tribünü olarak sizlere bundan sonraki hayatınızda başarılar dilerim.

Yorum bırakın